İlişkinin Alacaklısı

Bazı ilişkilerde ilişkinin kronik bir alacaklısı olur. Bu alacaklı hep bir talep halindedir ve genelde talepleri karşılanmadığı için mutsuzdur ve ilişkiyi de kendi rengine boyar.

Kimler İlişkinin Alacaklısı Olur?

Çocukluğumuzda sürekli bir biçimde sevgi, ilgi ve takdir bize verilmedi ise ruhsal dünyamızda bir kara delik oluşur. Sevgi/takdir/ilgi karadeliği diyelim buna. Bu kara delik bizi yetişkin ilişkilerimizde otomatik alacaklı hale getirir.

Çocukken her istediğimiz karşılandı ise, ilişkinin merkezinde hep biz oldu isek, dünya bizim etrafımızda döndü ise bu sefer de haklılık kara deliği oluşur içimizde. Yetişkin olduğumuzda bu kara delik ilişkide sevgi, ilgi ve takdirin öncelikli hakkımız olduğunu düşündürür. Bu da bizi alacaklı yapar. “Hakkım zaten” alacaklılığıdır bu.

Aşırı fedakâr olanlar, verdiklerinin karşılığında ister istemez beklentiye girerler. Kimse ona ‘Fedakâr ol’ dememiştir, çoğu zaman kendi tercihi nedeni ile fedakârlık yapmıştır. Bu fedakarlıklar birikir ve bir kara delik oluşturur zamanla. Bu kişi de ilişkinin alacaklısı olur.

Alacaklının 2 Döngüsü

Alacaklı kişi bir ilişkiye girdiğinde iki temel döngü olur.

İlk döngüde alacaklının bir isteği karşılanır, sonra bir başkası gelir. O karşılanır ve sonra diğer talep gelir. Karşı tarafta anlayışlı birisi vardır. Bu kişi zamanla tükenir. İlişkiye bir şekilde fiziksel, duygusal mesafe koyar.

Diğer döngüde ise alacaklı talep eder, istediğini alamaz ve hırçınlaşır, küser ve sonra daha şiddetli yine talep eder. Karşı tarafta umursamaz görünen ya da gerçekten umursamaz biri vardır. Umursamazlıkla kendini talepler karşısında korumaya almıştır.

Her iki döngü de sağlıklı değildir. Eğer bir ilişkinin alacaklısı isek öncelikle kara deliğimizin farkında olup kontrolü elinizde tutmaya çalışalım. Sonrasında ise bir uzman eşliğinde o kara deliğe gidip orayı kapatmanın yollarını arayalım. Yoksa karşımızda dünyanın en büyük vericisi çıksa da biz mutsuz olmaya devam ederiz.