Yemin Ederim Travma Değil!
“Çocuğuma kızdım, eline pat diye vurdum, telefonu elinden alınca çığlık çığlığa ağladı, bebekken onu istemedim birkaç kez, sezaryen doğurdum, emzirirken ekrana baktım, ‘işim var seninle oynayamam’ dedim” cümlelerinin her birinin sonunda “TRAVMA OLDU MU?” sorusu ekleyin. Böyle soruların sonu yok. Sürekli böyle sorular alıyorum, “Hayır travma değil” diyorum arkadaş inanmıyor. En son şu cevabı veriyorum:
Yemin ederim travma değil 🙂
Baylar, bayanlar! Sanırım travma kelimesi yanlış anlaşıldı. Açıklayayım.
“Etkilenmek - Sarsılmak - Örselenmek” Bunlar aralarında dağlar kadar fark olan 3 kelime.
Ufak tefek pek çok olay psikolojimizi etkiler. Ama bizi etkileyen her olay travma değildir. Üzer, incitir, öfkelendirir tedirgin eder belki ama bir süre sonra etkisi kalmadan geçip gider. Biz birkaç gün sonra bu olayı unuturuz gelecekte ise hiç hatırlamayız.
Psikolojimizi sarsıcı olaylar daha yoğun etki bırakırlar. Etkileri bir aya kadar devam edebilir. Sonra geçer. Sarsıcı olaylara da travma demek doğru olmaz.
Örselemek kelimesi daha ağır kelimedir. Örseleyicici olaylar derin etkiler bırakırlar. Kolay kolay unutulmazlar. Hatırlandığında ilk günkü etkileri yine ortaya çıkar. İşte travma budur. Tedirgin eden, korkutan değil, dehşet veren olaylardır.
Duvara çekiçle vurulduğunda oluşan iz ayrı, duvarda açılan delik ayrı, duvarın yıkılması ayrıdır. Travma duvarın yıkılması, parçalanmasıdır. İnsan ömründe birkaç defa ancak olur.
Bu nedenle hem kendinize hem de çevrenize eziyet edip lütfen her etkilendiğiniz olayı travma diye nitelendirmeyin.
Tekrar söylüyorum: Yemin ediyorum travma değiller!!!