Geceyi Onaran Mimar

Bu ibare bugün hayata veda eden Sezai Karakoç’un bir şiirinde geçiyor: Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır.

Bedenimizde bir iyileşme sistemi var. Elimiz kesildiğinde pek bir şey yapmadan bu onarıcı mimar harekete geçiyor ve derimizi kusursuzca dikiyor. Hastalandığımızda bağışıklık sistemi dediğimiz mimar devreye giriyor.

Psikolojimizde de bir onarıcı sistem var. Depresyona girip müdahale olmadan çıkıyoruz bazen depresyondan. Bazı kaygılarımız, takıntılarımız bu onarıcı mimar sayesinde hafifleyip ortadan kayboluyor.

Travmalarımız var ama bu travmayı iyileştiren onarıcı mimarımız var beynimizde. EMDR terapisi bu mimarı aktive ediyor.

Doktorlar ilacı yazıyor. Biz sadece ağzımıza atıyoruz, gerisini onarıcı mimar hallediyor. Biz çocuğu oyun terapi odasına alıyoruz. Çocuğun içinde onun sorunu oyuna yansıtan ve nasıl çözüleceğinde terapiste yol gösteren bir onarıcı mimar var.

Adı inancımıza göre değişse de onarıcı mimar gerçekliği hiç değişmiyor.

Demek istediğim hani bazen ümitsiz hissediyoruz ya, bence ümitvar olabiliriz. Sahipsiz değiliz! Geceyi/gecemizi onaran bir mimar var.