Dindar Çocuk Yetiştirmek

Son zamanlarda intihar eden gencin videosu hepimizi üzdü. Bu konuda söylenecekler söylendi. Bu vesile ile çocuk eğitiminde karıştırılan bir konuya dikkat çekmek istiyorum.

Kutsal kitapların özellikle Kur’an’ın hikayelerini çok önemserim. Çünkü insanın en temel problemlerine çözümler bu hikayelerde gizlidir.

Bu dünyaya dair anlatılan ilk hikâye Hz. Adem’in çocukları Habil ve Kabil’in hikayesidir. Evet ilk hikayemiz bu. Neden ilk hikâye bu acaba? İlginç değil mi?

Bu hikâye katman katman. Açıldığında kardeş kıskançlığına, hasede, adakta bulunurken nasıl adakta bulunacağımıza dair çok şey söylüyor. Söyledikleri şeylerden biri de bana göre dindar çocuk yetiştirmekle ilgili.

İlk hikâyede verilen mesajlardan biri şu: Ey insan, peygamber de olsan, üzerinde Cennet kokusu, elinde mucizeler de olsa sen kendi çocuğunu dindar yapamazsın. Herkes büyüdüğünde kendi yoluna yürür. İşte Kabil.

Hz. Yakup ve Hz. Nuh’un hayat hikayesinde yine peygamber sözü dinlemeyen çocuklar görürüz. Verilen mesaj çok net: Siz doğru olanı yapsanız da çocuklar sizin rotanızdan çıkabilir.

Çocuklarımıza dini kavramları tanıtabiliriz, onları Kur’an ile cami ile tanıştırabiliriz. Çocuklarımıza dine dair güzel duygular yaşatabiliriz. Rol model olabiliriz. Dinin ahlak kısmına ve ibadete teşvik edebiliriz. Sorumluluğumuz bu kadar. Çocuklarımızı dindar yapmak bizim görevimiz değil. En fazla tanıştırmak, teşvik etmek ve tebliğ etmek. En nihayette kararı o kendi verecek.

Bu gerçek ebeveynleri bir yandan üzüyor ama diğer yandan da dindar olma sorumluluklarını onların üzerinden alıyor.

Çocuklar akıl-baliğ olana kadar tanıştırma, sevdirme, model olma ve teşvik etme görevimiz var. Sonrasında ise güzelce tebliğ edebiliriz. İyiliği için dua edebiliriz en fazla. Akıl sahibi olduktan sonra Allah ile kuracağı ilişki onun kendi rotası, hayatı, tercihi ve imtihanı olacak.

İnanırım, insan haddini bilmeli. Allah’lık taslayıp kimsenin imanını, dindarlığını elinde tutacağını sanmamalı.