Tranvayı Yeniden Düşünmek
Deprem ile birlikte birçok kavramı, anlamı, eylemi yeniden düşüneceğiz. Bunlardan biri de şüphesiz travma.
Öyle bir noktaya gelmiştik ki ota, çöpe travma demeye başlamıştık. “Yan baktım, kızdım, ilgilenemedim travma oldu mu?” sözlerini çokça duyar olmuştuk.
Şimdilerde gerçek travmayı görüyor ve yaşıyoruz. Travma aniden gelir, korku değil dehşet oluşturur, hayatın akışını anlamını kırıp atar, travma sarsmaz, doğrudan yıkar. İnsan ömründe birkaç defa ancak gerçekleşir.
Diyelim travma oldu. İnsanların üçte biri destek almasa da bir ay içinde hızlıca toparlar. Üçte biri basit destek ve yardım ile kendine gelip hayatına devam eder. Son kısım ise uzun vadeli etkilenir ve terapötik müdahale ile kendine gelir. Yani travma yaşayan herkesin terapiye ihtiyacı olmaz.
Travma sonrası büyüme diye bir kavram da var. Yani travma sonrasında güçlenme, hayatını daha anlamlı yaşama gibi olumlu öğretilerle travmadan çıkma. Travma büyütebilir de insanı.
Yaralarımızı, acılarımızı yavaş yavaş sararken travma kavramını ve etkilerini de yerli yerine oturtalım diyorum.