Dış Güçler
Hani şimdi siyasette ve aslında genel olarak hayatımızın her yerinde olumsuzluklar ve sorumsuzluklar dış güçlere bağlanıyor ya, ben size kökenini açıklayayım:
Çocuk ayağını masaya çarpar. Çocuğun canı acır. Anne-baba, masaya kızar. Kim canını acıttı? Tabi ki masa: Dış güçler…
Çocuk akşam uyumaz. Ebeveyn der: Bak gelip kızacak şimdi? Kim o gelecek olan? Komşu, öcü, iğneli doktor: Yani, dış güçler...
Çocuk sanal oyun oynarken ebeveyn elinden oyunu alamaz. Şalteri indirir, interneti kapatır. Çocuk der, kim yaptı? Elektrik idaresi ve telekom yaptı: Dış güçler…
Çocuk ders çalışmaz. Sınavdan düşük not alır. Neden ders çalışmadığı sorulduğunda cevaplar; Elektrik kesildi, kardeşim susmadı: Yani sebep dış güçler.
Büyür yetişkin olur. Toplantıya, buluşmaya geç kalır. Sebebini sorarsın, kendi plansızlığı değildir. Trafik ve hava: Yine dış güçler..
Kişi yüz kızartıcı suç işler. Muhabirler mikrofon tutar “Beni tahrik etti, öyle giyinmeseydi, şeytan kandırdı.” Hepsi de dış güçler..
Futbol takımı maç kaybeder. Çıkışta açıklama yapılır. Mağlubiyetin sorumlusu hakemler ve federasyon. Kim onlar: Dış güçler..
Ülkede ekonomik kriz çıkar, dere taşar, bina çöker, seçim kaybedilir. Sorumlu kim: E tabi dış güçler..
Tepeden tırnağa eylemlerimizin sorumluluğunu almak konusunda sıkıntımız var. Çünkü çocukluktan itibaren kendi hatalarımızın sorumluluğu almadan büyüyoruz. Hep kabahati dışarıda arayıp kendimize bakmıyoruz. Bizi hizaya getirmek için hep “Dış Güçler” devreye sokuluyor.
Öyleyse en baştan başlayalım… Çocuk yetiştirmekten…