Sorumluluktan Kaçmanın Modern Yolu: Geçmişi Suçlamak

“Eğer her şey çocukluk dönemi ile açıklanırsa, o zaman her şey bir başkasının kusuru olarak değerlendirilir ve insanın kendi sorumluluğunu üstlenme gücüne duyulan güven de küçümsenmiş olur.” (Erik Erikson)

Sorumluluk insana mahsus. Hesap vermek de. Hayvanların ve bitkilerin böyle bir görevi yok. İnsan olarak işimiz zor bu nedenle.

Anne karnında sıfır sorumluluğumuz var. Bebekken ise emsek yeter. Bebeklikten çıkar çıkmaz tuvalet, uyku sorumluluğu başlıyor. Sonra öğrencilik, ebeveynlik, eşlik, iş sorumlulukları derken yükümüz artıyor.

İnsanın sorumluluk alması kolay değil. Bu nedenle bir yanı hep sorumluluktan kaçmak istiyor.

Eylemlerimizin sorumluluğunu almak yerine bir ötekini suçlamak en çok kullandığımız yol. Karşıdakini suçla, kaderi suçla, hayatı suçla ve sorumluluktan sıyrıl.

Psikoloji hayatı anlamamıza yardımcı oluyor. Ancak bazı enstrümanları, bilinçsizce sorumluluktan kaçmak için kullanılıyor. Şimdi moda olan ise geçmişi ve ebeveynlerimizi suçlamak.

“Geçmiş travmalarım nedeni ile böyleyim, annem-babam sevgi vermediği için veremiyorum” demek çok kolay.

Geçmişe bakarken anlamak ve anlamlandırmak için bakalım, sorumluluğu üzerine yıkacak bir yer aramak için değil.

Evet “Seninle başlamadı” ama değiştirmekle sorumlu olan sensin.